Çok koşturuyorum çok.Bakalım ne zaman duracağım.Sıcaklar bir taraftan,iş güç bir taraftan durmadan,dinlenmeden çalışma,çalışma yine çalışma.Gerçi durmayı sevmem,uzun süre aynı yerde oturamam ama artık biraz oturmak,ama birşey yapmadan,düşünmeden oturmak istiyorum.Ama,mutfakta oturmak tercih sebebi.Mutfak benim en mutlu olduğum mekanlardan biri.
Yaklaşık 12 sene önce yine bir Ramazan ayında,evimin yakınında bir tatlıcı keşfetmiştim.Küçücük bir tatlı imalathanesiydi.Sanırım yapıp dışarı satıyorlardı.Hala tadı damağımda olan, bir ev baklavası yaparlardı.Gerçi hala yapıyorlar ama,geçmişte yaşattıkları o lezzeti,biraz kaybettiler.Çünkü artık büyük bir işletme oldular ve sanırım klasik büyüme zihniyeti ile,işi lezzetten çok paraya döndürdüler.Günlük,sadece bir tepsi olarak çıkan o ev baklavasını sabah aldınız aldınız öğlene kalmazdı.
Neyse bir gün çocuklarla önünden geçerken bir kuyruk gördük,kapının önüne kurdukları tezgahta,tulumba ve lokma tatlısı yapıyorlardı.İnsanlar sıraya girmiş satın almak için sabırla bekliyorlardı.Uzun uzun seyretmiştik çocuklarla.Çok ilginç gelmişti.Ustanın hamuru yağın içine sıkması,kızardıktan sonra şerbete atması ve bunu büyük bir ustalıkla ve süratle yapması çok değişik bir görüntüydü bizim için.O zaman ortada ne blog var,ne de blogun hayali.(hoş artık blog değil ya 🙂 )
Diyeceğim o ki ne zamandan beri hayalimde vardı tulumba tatlısı yapmak.Sonunda emelime ulaştım.Zormu derseniz hayır zor değil ama,biraz el oyalıyor.Kızartma aşamasında da yardıma ihtiyaç duyuluyor.Çünkü birisi,hamuru kızarması için yağa sıkarken birisinin de belirli uzunlukta şırıngadan çıkan hamuru kesmesi lazım.Biz bu işi babanga ile yaptık.Biraz bağırışmalı,laf çarpıştırmalı oldu.Elini biraz yukarıda tut elim yandı,daha kısa kes,hayır biraz daha kızarmalı derken,sonunda olayı tatlıya yani tulumbaya bağladık.Çok güzel oldu doğrusu.Ama biz bu işe Ramazan ayında niyet edip oruçluyken yapınca,iftar sonrası yediğimizde bir miktar yumuşamıştı.Halbuki ilk yapıldığında çıtır çıtırdı.Her zaman yapılır mı derseniz,belki biraz zor,ama ben tulumba tatlısı yaptım demenin gururunu yaşamak için bile yapmaya değer.
Malzemeler
- Şerbeti için
- 4 su bardağı su
- 4.5 su bardağı şeker
- 1 yemek kaşığı kadar limon suyu
- Hamuru için
- 100 gr margarin
- 3 su bardağı su
- 2.5 su bardağı un
- 1 tatlı kaşığı şeker
- 3 yumurta
- 2 yemek kaşığı irmik
- 1 yemek kaşıgı mısır nişastası
- bir fiske tuz
- Zorluk: kolay
Yapılışı
Öncelikle yapmanız gereken şerbeti hazırlamak.Çünkü şerbetin soğuk olması gerekiyor.Şeker ile suyu kaynatın,içine limon suyunu ekleyip,kıvam aldığında ocaktan indirin ve soğumaya bırakın.
Hamurunu hazırlamak içinse;
Bir tencereye koyduğunuz yağ hafif hafif erirken,suyu ilave edin.Sonrasında tencereye,unu,şekeri ve tuzu koyup,iyice karıştırmak.İçinde hiç pütür kalmayıp,macun kıvamına geldiğinde ateşten alın.Soğumaya bırakın,Arada bir karıştırarak hem daha çabuk soğumasını hem de,hamurun kurumasını engelleyin.
Hamur soğuduğunda,içine teker teker yumurtaları kırın ve karıştırarak hamura iyice yedirin.Nişasta ve irmiği de ilave edip, hamurunuzu oluşturun.Hiç yapışmayan macun kıvamında bir hamur oluyor kendileri.Kadife dokusu insanı cezbediyor hamurun doğrusu.
Bundan sonraki aşama olaya babanganın da dahil olduğu bölüm.Krema torbasına doldurduğunuz hamuru,kendinize uygun bir uç seçerek soğuk yağın içine sıkın.Parça parça sıktığınız hamuru eşit uzunluklarda keserek, (kavga etmeden) ateşe oturtulan yağda iyice kızartın.
Kızaran tulumbaları,soğuyan şerbetin içine atın.Bir sonraki posta kızaranlar geldiğinde ilk atılanları şerbetten çıkararak,mutlu sona ulaşın.
Afiyet olsun.Sofralarınız bereketli,eviniz huzurlu olsun.
Etiketler: iftarlık tatlı, tatlılar, tulumba, tulumba tatlısı.şerbetli tatlı
Ben bunu lokma olarak yaptım evet dediğin gibi el oyalıyor ama o çıtır çıtır yemeğe değer gerçekten 🙂
ellerine sağlık canım afiyet bal olsun
Sırada o da var Sevilcim gerçekten yapmaya değer