Daha önceleri de, pek çok yazımda bahsetmiştim,sabahları içimde çalan bir müzikle uyandığımı.Hani hiç sevmeseniz bile,en son dinlediğiniz bir müzik parçası dilinize dolanır ve istemeseniz bile bütün gün o şarkı dilinize yapışır ya.Hayır benim ki öyle değil.Hiç dinlemediğim,ya da şöyle diyeyim,son zamanlarda hiç dinlemediğim bir şarkı sabah kalktığımda,içimde çalıyor oluyor.Tıpkı bir pikap gibi sürekli aynı parça melodisi ve sözleriyle çalıyor çalıyor tüm gün.
Bugün de çalan parça Yeni Türkü’nün ”Hiç kimsenin,yağmurun bile böyle küçük elleri yoktur” şarkısıydı.Şirkette masama oturmuş çalışmaya başlamıştım.Yaptığım iş gereği,zamana karşı yarıştığım için çoğu zaman,departmanda ki konuşmaları duyar ama,tanıyanlar bilir konuşmayı çok seviyor olmama rağmen,o anki iş konsantrasyonum bozulmasın diye konuşmaya dahil olmam.Neyse içimde bu şarkı çalıyor ve ben çalışıyorum.İş arkadaşlarımdan biri, Mehmet Ali Birand ölmüş dedi.Hani hoşunuza gitmeyen bir şey duyduğunuzda,duymamazlıktan gelir,görmek istemediğiniz bir şeyi görmezden gelirsiniz ya,aynen öyle yaptım,tepkisiz çalışmaya devam ettim.Çünkü bu,duymak istemediğim bir şeydi.Niye böyle birşey olsun ki şimdi diye düşündüm.Daha dün ekranlarda görüp,aaa ıııı şeklinde konuşmalarının üzerine espriler yaptığımız,aynı zamanda haberciliği ile pek çok ilki başarmış biri durup dururken birden niye ölsün.Sözün bittiği yer işte tam da burasıydı.Ölüm geldi mi, herhangi bir şey bahaneydi sadece.Seversiniz ya da sevmezsiniz o ayrı bir konu,ama onun için bitmişti işte,herşey bitmişti.Ve bir kez daha dedim ki içimden,hayat bu kadar kısayken ve herşey ertelenirken niye,ne için.Geriye ne kadar kaldı kim bilebilir ki.Allah rahmet eylesin,ailesine başta olmak üzere tüm sevenlerine sabır versin.
Tırtıl kurabiyeye gelince yine yıllar yıllar önce ilk iş arkadaşlarımdan biri yapıp iş yerine getirmişti de, bu şekli nasıl verdin diye şaşırmıştık.O zaman yemek ve mutfak ile ilişkim son derece mesafeli.Henüz şimdiki gibi yüz göz olmamışız.Birbirimizi uzaktan seviyoruz.Bu kurabiyeyi yaparken o arkadaşımın da kulaklarını çınlattım çokça.
Malzemeler
- 125 gr margarin (oda sıcaklığında)
- 1/2 su bardağı sıvıyağ
- 1 yumurta
- 1 su bardağı buğday nişastası
- 1 su bardağı pudra şekeri
- 2 ya da 2.5 su bardağı un
- Zorluk: kolay
Yapılışı
Şimdi bu tırtıl kurabiyenin huni şeklinde bir kalıbı olduğunu mutlaka herkes biliyordur.Ben bir kısmını tam tırtıl şeklinde olsun diye düz yaptım bir kısmını da,aşağıdaki gibi daha uzunca yaparak u şekli verdim.Kalıp şart değil aslında hamur çok güzel kadife gibi bir hamur oluyor,istediğiniz şekli verebilirsiniz.
Bütün malzemeyi iyice karıştırıp bir güzel yoğurun.Un ölçüsü 2 ya da 2.5 dememin sebebi markasına ve cinsine göre,toparlayıcı özelliği farklı olabiliyor.Yumuşak ama ele yapışmayan bir hamur olduğunda istediğiniz şekli verebilirsiniz.Yağlı kağıt serdiğiniz tepside çok kurutup kızartmadan 180 derecede pişirin.
Benim bebe mühendis adayım ile ben bu tırtılları nutella kavanozuna bana bana yedik.Bu ara ben, biraz fazla o kavanozun içine düşüyorum.Hayırlara çıksın ne diyeyim.
Sevgi ve güzelliklerle dolu bir Cuma diliyorum hepimiz için............
Etiketler: ağızda dağılan kurabiye, değişik kurabiye tarifi, kurabiye, nişastalı kurabiye, tırtıl, tırtıl kurabiye, tırtıl kurabiye nasıl yapılır, tırtıl kurabiye tarifi
Gülercim çok severim tırtıl kurabiyeyi ellerine sağlık sevgiler…
Saol Deryacım görüşemez olduk
Sevgili Kendimce Yemek,
Tırtıl kurabiye tarifinizi denedim ve bayıldım :)) Daha önce yaptıklarımda bu lezzeti bulamıyordum.Nişasta çok güzel yakışmış .Ellerinize sağlık ve teşekkürler
Sevgilerimle