Pazar günü herkese farklı şeyler ifade eder.Tatil günü, uykuya ,gezmeye belki de tembelliğe doyulan birgün.Ama şunu da biliyorum ki çoğu kişinin de , sevmediği birgün.Ertesi günün Pazartesi olması belki de Pazar gününün en büyük şanssızlığı.Fakat şu da var ki ,geç edilen kahvaltılar,evin tadını çıkarma ,özgürce saate bağlı kalmadan günü yaşama da bugünün güzellikleri.
Çok eskiden Pazar günleri değişik şeyler ifade ederdi ,şimdi çok daha değişik şeyleri ifade ediyor.Eskiden Pazar günleri banyo günü sayılırdı.Eminim çoğunuz hatırlarsınız.Ya da biz de öyleydi.O gün nedense bir temizlenme arınma günüydü.O zamanlar banyoda sular, katı yakıtlı termosifonlarla ısıtıldığından belki de,yakılıp da su ısınınca herkes sırayla banyo yapardı.Çamaşırlar biriktirilir,ertesi gün çalışan ev halkı haftaya başladığında, Pazartesileri de temizlik ve çamaşır günü olurdu.
Bu da nerden çıktı derseniz.Şu anda bu satırları 3. Selim Suzidilara Peşrev’ini dinleyerek yazıyorum.Dinlediniz mi bilmiyorum,bende ilk kez dinliyorum.Son derece güzel ,dinlendirici ,huzur dolu nağmeler.Dinlerken Osmanlı zamanını düşünmeden edemiyor insan.Topkapı Sarayı’nı, orada yaşanan hayatları,Sarayın mistik ,gizemli havasını,günlerin nasıl yaşandığını,insan ilişkilerini.
Teknoloji diye birşey yok.Herşey insan gücüyle yürüyor.Yazı ,kışı,gecesi ve gündüzüyle bir sürü insan ve bir sürü hayat.Bazıları mutlu,bazıları mutsuz.Bütün bunlara karşılık bizim çocukluğumuzun Pazar günleri ve şimdinin brunchlı Pazar günleri.İlginç nereden nerelere gidiyor insan hayatları.Teknoloji,bilgisayarlar,akıllı cep telefonları ve neredeyse onsuz yaşayamaz hale geldiğimiz internet.Bu ne yaman çelişki diyor insan ister istemez.
Hayat böyle birşey işte.Herşey hızla değişiyor ve tüketiliyor.Tuhaf olan da bütün bunlara hızla uyum sağlanıyor.Hoş insan nasıl bir bünyeye sahipse ,herşeye ama herşeye zamanla alışıyor ister istemez.Doğanın kanunu bu olsa gerek.Aslında Pazar günleri benim için artık çok daha farklı yaşanıyor ya onu da başka bir zaman yazarım.
Malzemeler
- Köfte için
- 500 gr kıyma
- 1 adet soğan
- 2 dilim ekmek içi
- 1 yumurta
- maydanoz
- tuz,karabiber,kimyon,kekik
- Garnitürleri için
- 2 adet iri patates
- 5-6 adet sivri biber
- 2 domates
- sosu için
- 1 yemek kaşığı salça
- 1 su bardağı sıvıyağ
- karabiber,kekik,tuz
- su
- Zorluk: kolay
Yapılışı
İşte dediğim gibi ,Osmanlı'yı düşünürken şimdi İzmir Köfte tarifine geçiyorum.İnsan böyle değişik bir canlı işte.İzmir Köfte herkesin bildiği ve sevdiği ,ne yapacağınızı bilemediğiniz,kuru köftenin çok da yemek sayılmadığı durumlarda ekmeğinizi birşeylere banarak yemek istediğinizde yapabileceğiniz lezzetli ve kolay bir yemek.
Şu son günlerde ben de sıkça yaptım bu yemeği.Son derece lezzetli,pratik ve doyurucu olmasıyla evde beğenilerek tüketildi.
Köfte malzemelerini bir araya getirerek iyice yoğurun.Karabiber,kekik,kimyon ve tuzu kendi damak zevkinize göre ayarlayabilirsiniz.Yoğurduğunuz köfte harcından elinize aldığınız ceviz büyüklüğünde parçalar ile uzun köfteler yapın.Yaptığınız köfteleri kızgın yağda ,arkalı önlü hafifçe kızartın.
Patatesleri soyun ve uzun dilimler şeklinde kesin.Çekirdeklerini çıkardığınız biberleride hazırlayınca onları da kızartın.Fırına dayanıklı bir kaba ki isterseniz bu fırın tepsisi de olabilir,kızaran patatesleri,biberleri ve köfteleri koyun.Kabuklarını soyduğunuz,domatesleri dilimleyip yemeğinizin en üstüne dizin.Biraz suyla,sulandırdığınız salçaya,yağı ve baharatları ilave edip,yemeğin üzerine dökün.Fırın kabının üzerini alüminyum folyo ile kaplayın ve 170 derece fırında fırınlayın.Eğer folyolamayı yapmazsanız,köfteler ve patatesler kurur,o nedenle bu kısım yemeğin görüntüsü ve lezzeti için önemli.Bu şekilde bir süre pişirdikten sonra,folyoyu açıp,köfte ve patateslerin bir miktar kızarmasını sağlayın.
Afiyet Olsun
Keyifli ve huzur dolu Pazarlarımız olsun.
Sevgiyle.....
Etiketler: 3. selim suzidilara peşrev, brunch, değişik köfte tarifleri, izmir köfte, izmir köfte nasıl yapılır, izmir köfte tarifi, köfte çeşitleri, osmanlı, Pazar günü, topkapı sarayı
Bir cevap yazın