Selimiye maceram için nereden başlasam diye düşündüm ve Selimiye’yi iki ayrı yazı olarak paylaşmaya karar verdim.Yazılacak çok uzun uzun şeyler olduğundan değil sizleri fazla sıkmamak adına.Gelenler mutlaka benimle aynı fikirdedir,Selimiye son derece sessiz,sakin kafa dinleyip,kitap okuyabileceğiniz hatta belki de kitap yazabileceğiniz sessizlikte bir köy. Köy diyorum ,çünkü gerçekten bir köy.Bu yazımda size tekne turu ile çıkıp gördüğüm ve bol bol yüzdüğüm koylarından biraz bahsedeceğim.Bir sonra ki yazım kaldığım pansiyon ve çevre ile ilgili olacak.
Selimiye gerçekten sahil kenarında,denizi neredeyse yol ile aynı seviyede 🙂 bir köy.Son derece sakin.Geldiğimden beri,kendim açmadığım sürece tek bir müzik melodisi duymadığım bir köy.Gündüz duyduğunuz sesler mümkün olduğunca susturulmaya çalışılan çocuk sesleri,akşamları da Ağustos böceklerinin sesleri.Ben bu sessizliği arıyorum diyorsanız koşarak buraya gelebilirsiniz.Dediğim gibi kaldığım yeri daha sonra ki yazımda paylaşacağım.Her gittiğimiz tatil beldesinde mutlaka bir tekne turuna çıkıp,civarda ki koyları gezmeyi sevdiğimizden,bu sefer de geleneği bozmadık. Selimiye merkezde, demirli teknelerden bilgi alıp,rezervasyon yaptırabileceğiniz gibi,kaldığınız pansiyona söylediğinizde de onlar bağlantılı oldukları tekne sahipleri ile sizi görüştürebiliyor.Güzergahları hep aynı,tek fark teknenin büyüklüğü ve belki biraz servis farklılığı olabiliyor.Biz Zehra-1 teknesi ile turumuzu gerçekleştirdik.Fazlaca büyük olmayan aile işletmesi bir tekne.Tekne turları genelde 40 ile 50 tl arası bir fiyat aralığında.Öğlen yemeği bu ücrete dahil.Arzuya göre köfte,balık ya da tavuk tercihinizi önceden bildiriyorsunuz,yanında salata ve makarna ile gerçekten bol kepçe bir öğle yemeği yiyiyorsunuz.Daha önce Bodrum’da katıldığımız tekne turlarında tabakları elleri titreyerek doldurdukları gibi değil burada.Bunun yanında meyve ,çay ve çayın yanına kek servisi de bu fiyata dahil.Hoş böyle bir iklimde,açık denizde size ne verseler yiyebilirsiniz.ister istemez insanda bir iştah açılması oluyor.
Yine yazmaya daldım yazıyor da yazıyorum.Teknenin ilk uğradığı koy Amerikan Adası diye bahsedilen,ilk resimde gördüğünüz yer.87-88 yıllarında Amerikalı bir iş adamı özel yaptırmış.O gördüğünüz taşlar Bodrum’dan özel olarak getirtilmiş,denizden el ile taşınmış.Yaptıran kişi 3-5 sene yaşayıp satmış.Şu anda boşmuş ve bahçıvanın bakımı ve gözetimi altındaymış.Ev Perili Ev diye anılıyormuş.Nedenini bilmiyorlar.Eve karadan ulaşım yok ancak deniz yoluyla ulaşabiliyorsunuz.İkinci resimde gördüğünüz yer,Arap Mezarı Koyu ya da diğer adıyla Kovanlı Koyu.Gördüğünüz taşların oyuklarında çok eskiden bal üreticiliği yapılıyormuş.Kovanlarla dolu oluyormuş kaya kovukları,artık yok denilecek kadar azalmış.Arap Mezarı denilmesinin nedeni de kaptanın söylediği kadarıyla bir arap mezarı olduğu söyleniyormuş.Mezara benzer bir yapı varmış.Fakat emin olmamakla birlikta eskilerden öyle aktarılmış Tavşan adasına gelince,tekne buraya neredeyse karaya oturmak pahasına yanaşıp,tavşanları fotoğraflama imkanı sunuyor size.Bu adada yaşam yokmuş.Çok önceleri buraya bırakılan tavşanlar zaman içinde üreyip,evcilleşmiş ve tüm adayı sarmış.Gerçekten birkaç dakikalığına durduğumuz adada , onlarca tavşan gördük.Herbiri irili ufaklı ve farklı renklerde.Önce ürktükleri için saklanırken,kısa sürede kendilerini bize cömertçe gösterdiler.
Burası belki de en ilginç olan yerdi.Aşk Adası ya da diğer adıyla Dişlice Adası.Taşların oluşumu,o kadar ilginç ki,gerçekten köklü bir dişi anımsatıyor baktığınızda.Taşların arasında sayısız aralıklar mevcut.Eğer gerçekten macerayı ve heyecanı seviyorsanız,bu oyukların arasından yürüyerek adanın diğer tarafına geçebiliyorsunuz.Ben biraz yürümekle birlikte çok da ilerlemeye cesaret edemedim doğrusu.Birbirine dayanmış taşlar o kadar ilginç ki bir tanesi yerinden oynasa, tümü üzerinize devrilecekmiş hissi yaratıyor.Gökyüzüne baktığınızda,üzerinizde güneşi,sağ ve solunuzda gökyüzüne uzanan devasa kayaların arasında da kendinizi karınca gibi görüyorsunuz. Gördüğünüz taş yapısı gerçekten de köklü bir dişi anımsatmıyor mu size de? Bu arada,bu koylarda ki denizin güzelliğini ve serinliğini fotoğraflarla dahi anlatmak mümkün değil.Zaten açık denizde,yüzme keyfini yaşadıktan sonra ,sığ denizde yüzmek,küvete giriyorsunuz hissi yaratıyor insanda.Kamelya Adası da en ilginç olan yerlerden biriydi.Buraya tekne ile yanaşırken sizi sahilden selamlayan keçileri görüyorsunuz öncelikle.Keçi deyince oğlak burcu olarak,aramızda bir sempati oluştu doğal olarak.Sahil boyunca taşları yalayarak geziniyorlardı. Kamelya Adası Manastır Koyu olarak da biliniyormuş.Yunanlılar döneminde yaşam sürdürmüş tek ada burasıymış.Adada yıkık bir manastır ve birden fazla dilek ağacı var.Allah bilir insanlar ne dilekler ve umutlarla,bu ağaca bu bezleri bağlamışlardır diye düşünmeye başlıyorsunuz. Manastırın uzaktan görünüşü bu şekilde,bahçe zemininde de çok güzel mozaikler olduğunu hem okudum hem de tekne kaptanı söyledi.Biz çıkmadık ama dilek ağacından da gördüğünüz gibi çıkılıp gezilebiliyormuş. Sözünü ettiğim keçi arkadaşlar bizi , gördüğünüz şekilde selamladılar.Bu arada tekneden balık tutanlar oldu.Hareket halindeyken benim şahit olduğum iki adet irice palamut arkadaş hayata veda etti.
Şimdi, bu tekne gezisi için özet yapmam gerekirse,deniz muhteşem,doğa eşsiz güzellikte.Kaldığınız yere en yakın iskeleye yanaşan tekneye binmek için denizden yürümeniz son derece eğlenceli bir durum.Teknede verilen yemekler son derece doyurucu,lezzetli ve temizdi.Gördüğüm kadarıyla bazı insanlar ufak tefek yiyecekleri yanlarında getirip,teknede usul usul yediler.Teknenin alt katında,oturup,sohbet edip,etrafı fotoğraflayabileceğiniz gibi,üst kata çıkıp,şezlonglarda güneşlenebilirsiniz de.Bütün bunlar olumlu tarafları.Olumsuz olanı ise teknede satın almak isteyeceğiniz su,kahve,meşrubat vs gibi şeyler dışarıda ki fiyatlarının neredeyse 2,5 katı değerinde.Bu kısım insana biraz dokunuyor doğrusu.İnsan bile bile bu kadar fazla ödemek istemiyor.Haydi olsun da yüzde elli koy üzerine 2,5 katı biraz fazla diyorsun.Onlar da sanırım olaya şöyle bakıyorlar,geldin gezdin,gördün o zaman para harca.
Bir sonra ki yazı yemekler ve kalınacak yerler hakkında.
Sevgiyle….
Etiketler: bencik koyu, dişlice adası, kamelya adası, manastır koyu, selimiye, selimiye adaları, selimiye koyları, selimiye tekne turu, tavşan adası
Keyfiniz daim olsun beni de özendiriyorsun Gülerciğim…Sevgiler…