Öyle yemekler vardır ki insanlarla özdeşleşmiştir.O yemek size o insanı hatırlatır.Onun elinden yediğinizden mi yoksa bir tek o ,bu yemeği güzel yaptığından mı bilmem.Bu domates aşı da benim için = eniştem.Eniştem Allah rahmet eylesin son derece bilgili ,kültürlü ve şahsına münhasır bir insandı.Sanırım okumadan geçen bir günü yoktu.Tok ,davudi bir sesi vardı.Hala kulaklarımdadır,o tok sesiyle okuduğu, Necip Fazıl Kısakürek’in Kaldırımlar şiiri.
Lise çağlarında yaz mevsiminde teyzeme kalmaya o kadar sık giderdim ki,o nedenle birikmiş pek çok anım vardır eniştemle ilgili.Örneğin sabah uyandığımda baş ucumda benim için alınmış bir tişört bulduğumu bilirim.Sabah erkenden gidip alınmış ve uyandığımda bulmam için baş ucuma konulmuş.Balkonda yemek yerken ,içinde yıkanmış üzümlerin olduğu bir plastik kaseyi,üzümleri boşaltıp attığını bilirim,plastik görmeyi sevmediğinden.Ya da bilmediği bir şey duyduğunda ki bu çok nadir olan bir şeydi,bir elinin serçe parmağını kıvırıp,eve gelene kadar o parmağını açmadığını bilirim.O zamanın meşhur bilgi kaynağı Meydan Larousse ‘a bakmak için.Kendisinin anlattığı ve çok hoşumuza giden ve hala unutmadığım bir diğeri de Hukuk Fakültesinde okuduğu öğrencilik yıllarında,yattığı yerde kitap okurken veya ders çalışırken ışığı söndürmek için kalkmaya üşendiğinden ,terliğini ampule fırlatıp kısa yoldan ışığı söndürdüğüdür. Daha bir sürü anı.Yaş olarak annemden büyük olmasına rağmen,saygıdan (eşinin büyüğü, ablası olduğu için) anneme abla diyen bir insandı eniştem.
O tam bir Ege insanıydı,sıcakkanlılığı,ani tepki vermesi ama insan sevmesi yönüyle.Atça’lıydı.Atça’yı bilirmisiniz,Aydın’ın çok güzel bir kasabasıdır.Atça,parkları ile ve Atçalı Kel Mehmet’i ile ünlü yemyeşil,sakin ve son derece güzel bir beldedir.Hatta Ege’nin Paris’i diye bilinir.Bunun nedeni de Cumhuriyet öncesi Yunan istilasında,yakıp yıkılan Atça’nın,Cumhuriyet sonrası imarını ,Fransa’da şehir planlamacılığı konusunda eğitim alan,Abdi Bey’in yapmasıdır.Kendisi Fransa ve Paris hayranlığını Atça’yı yeniden yapılandırır ki,sokakları ve yerleşimi oraların etkisinde kalarak yaptığından böyle denir.Bir diğer ayrıntıda Atça’da okuma yazma oranının % 97 lerde olmasıdır.Havasından mı ,suyundan mı bilinmez ama yürüdüğünüz yol boyunca en çok gördüğünüz tabela avukat tabelalarıdır ki,Allah rahmet eylesin eniştem de çok iyi bir avukattı.
Egeli dedim ya işte,yemek zevkinden ve damak kültüründen bahsetmemek olmaz.Pek çok çeşitte ot bilir bunların nasıl pişirildiğini teyzeme tarif ederdi.Doğal olarak evlerinde zeytinyağı dışında yağ bulunmazdı.Teyzemin hala patatesi bile hakiki zeytinyağında kızartığını daha önceleri de yazmıştım zaten.Kendisi arada mutfağa girer, çok güzel yemekler yapardı.Bu durumdan teyzem hoşnut muydu bilmem ama hatırladığım o yemek yapıp mutfaktan çıktığında ortalığın savaş alanına döndüğüydü.:)
Ama eli son derece lezzetliydi.İnsan ağırlamayı ve mutlu etmeyi iyi bilirdi.Allah mekanını cennet eylesin.
Domates aşı ‘da işte onun elinden yediğim bir Ege zeytinyağlısıdır. Ben de yaptım ,arada da yaparım ama asla, onun yaptığından aldığım tadı alamam.İşin sırrı belki biraz Ege’nin o güzel domates ve biberlerinde,biraz oraların zeytininden çıkmış zeytinyağında,çokça eniştemin elinin lezzetinde azıcık da benim genç ve taze damağımdaydı sanırım.
Malzemeler
- 1 adet kuru soğan
- 3-4 adet sivri biber
- 3 adet irice domates
- 1-2 diş sarımsak
- 1,5 su bardağı pirinç
- 1 aida çay bardağı hakiki zeytinyağı
- tuz
- Zorluk: kolay
Yapılışı
Aslında bu pek de pilav sayılmaz.Daha çok hafif sulu,yoğun olarak domates ,biber ve soğanın tadını aldığınız az pirinçli bir yemek.Zeytinyağının katkısını da unutmamak gerekir tabii.Domatesler geçti geçiyor.Pazardan şöyle son demlerinde güzel domates alırsanız mutlaka yapın derim.Yanına da belki sadece bir cacık ile güzel bir öğün olarak tadına varın.
Soğanları bir tencereye sarımsak ile birlikte doğrayarak koyun.İçine zeytinyağını ilave edin.Bir miktar ama çok fazla değil, kavurun.Daha sonra,doğranmış sivri biberleri ilave edin.Arkasından da kabukları soyulup minik minik doğranmış domatesleri.Hemen arkasından pirinci de tencereye dahil edin.Bu yemeğin püf noktası pirincin domatesin suyu ve lezzetiyle pişmesi.Zaten adından da belli.Pirincin pişme durumuna göre çok az su ilavesi yapabilirsiniz.Tuzunu da eklediniz mi tamamdır.
Dediğim gibi bu pilav gibi kuru değil tam aksine hafif sulu kıvamda bir yemektir.Lezzeti garantidir.Deneyenlerin ellerine sağlık şimdiden.
Sevgiyle.....
Etiketler: atça, atçalı kel mehmet, aydın, değişik pilav tarifleri, domates aşı, domates aşı nasıl yapılır, domates aşı tarifi, domatesli pilav, ege, zeytinyağlı pilav, Zeytinyağlılar
Bir cevap yazın