Bugün sosyal medya hesaplarımda gezinirken şöyle bir düşündüm de komik geldi.Gruplar, yazışmalar, yarışmalar, ödüller, şunu yaparsan bunu kazanırsın, bunu yaparsan şunu kazanırsınlar, güzel sözler, kitaplardan alıntılar, tarifler, iyi dilekler, selfieler, poz poz resimler, çocuklarımız, tatil anılarımız vs vs.
Ne yapıyoruz biz dedim kendi kendime.Yanlış anlaşılmasın, tuhaf karşıladığımdan değil.Çünkü bende sabah uyanır uyanmaz, günü twitter takip ederek yakalayanlardanım.Gazeteyi elime alana kadar her haberi sosyal medyadan öğrenen insan grubuna dahilim aslında.Ama, evet ama dedim, bunları yaparken gerçeklikten uzaklaşıyormuyuz acaba?
Yapmak istediğimiz, yaşadığımız güzellikleri dostlarla paylaşmak mı? Yoksa bakın ben ne kadar mutlu ve süper bir hayat yaşıyorum mesajı vererek, gerçek hayattan, problemlerden, belki de mutsuzluklarımızdan uzaklaşma çabası mı bu? Sanal ortam dedikleri gerçekten sanal bir mutluluk mu? Gerçekte her şey bu kadar iyi ve güzel mi? Burası gerçekten bütün mutlu ve güzel hayatları olan insanların dünyası mı? Yoksa bir külkedisi masalının içinde mi vakit geçiriyoruz? Buradan çıkınca, hepimiz birer bal kabağına mı dönüşüyoruz? Böyle deli sorular işte.
Sizin bu konuda düşünceniz nedir merak ediyorum aslında.Yemeğimizin tarifine geçersek de diyorum ki;
Malzemeler
- 300 gr kıyma
- 2,5 yemek kaşığı ince bulgur
- 3 su bardağı haşlanmış nohut
- 1 adet kuru soğan
- 150 gr margarin ya da tereyağ
- 1 küçük çay bardağı sıvı yağ
- 1 yemek kaşığı biber salçası
- 1 yemek kaşığı domates salçası
- varsa kemik suyu, yoksa su
- tuz, karabiber
- Zorluk: kolay
Yapılışı
Birkaç gündür havalar mevsimlerden ilkbahar değil de, sonbaharmış gibi.Sabah serin yağmurlu, öğleden sonra açık ve güneşli.Sabah montla çıkıp, akşama doğru tişörtle eve döndüğümüz değişken İstanbul havaları bunlar.Biraz da hastalık havaları.Dikkatli olmak gerekiyor.
Havalar biraz serinledi mi ilk aklıma gelen, ya çorba ya da bizim evin erkeklerinin favori yemeği sucuklu kuru fasulyedir.Kurubaklagiller size göre de öyle mi bilmiyorum ama kış yemeği ve turşunun yarenidir bana göre.Onda soğuk, serin havalara inat bir sıcaklık bir samimiyet vardır.
Bu sefer baş kaldırdım ve erkek egemen evin sevdiğini değil, kendi sevdiğimi yaptım yani nohut.
Nohutu genelde etli pişirirken haydi dedim bir hoşluk olsun köfteli yapayım bu kez.Kıymayı, tuz, karabiber ve bulgur ile birlikte yoğurup küçük top köfteler yapın.Yemeklik küçük küçük doğradığınız soğanları, yemeği yapacağınız tencerede tereyağ ve sıvıyağ ile birlikte bir miktar kavurun.Eğer et ya da kemik suyu kullanacaksanız, yağ miktarını azaltın.Sade su kullanacaksanız bu yağ ölçüsü tamamdır bence.
Soğanlar bir miktar öldükten sonra salçaları ilave edip bir miktar kavurun ve dört bardak kadar su ilave edip, su kaynayınca köfteleri ilave edin.Köftelerin bir süre pişmesini bekleyip, haşlanmış nohutu tencerenize ekleyerek gerek duyarsanız sıcak su ilavesiyle, yemeği pişmeye bırakın.
Yanına mutlaka şöyle güzelinden bir lahana, salatalık ve acı biber turşusu almayı ihmal etmeyin derim ben.
Sevgiyle....
Etiketler: değişik yemekler, kış yemekleri, köfteli nohut nasıl yapılır, Köfteli nohut tarifi, köfteli yemekler, kurubaklagiller, nohut yemeği
Gülercim, gece aklıma düştü bu tarifin, şimdi okuyorum, yarın yapacağım:)