Bir önceki yazımda yediğimiz, içtiğimiz, gördüğümüz güzellikleri paylaştım sizlerle. Gelelim öğrendiklerimize. Bu etkinlik sonrası benim patatese olan bakışım değişti dersem yalan söylemiş olmam doğrusu. Alt tarafı patates deyip geçtiğimiz, ne yemek yapsak dediğimiz anda imdadımıza koşan, joker görevini üstlenerek soframıza, patatesli yumurta, patates kızartması, etli patates, patatesli börek, püre, kremalı patates ve bunun gibi sayısız şekle dönüşerek gelen o bereketli yiyecek.
Meğer tarihin ne kadar eski, uğrunda verilen emek ne büyükmüş. Elimizin altında olmasına alıştığımız, her evin olmazsa olmazı olan o patatesin geçmişi 150 yıl öncelere dayanıyor.
Ülkemize doğu bölgelerimizden giriş yaptığı biliniyor. Buğday ve pirinçten sonra en çok tüketilen gıda olarak yerini koruyor. Patates hakkında öyle çok şey öğrendim ki, PepsiCo Sürdürülebilir Tarım Projesinde örneğin; dünyada her yıl 375 milyon ton patates tüketiliyormuş. Bu dünya nüfusu ile orantılandığında yılda kişi başına 40 kg patatese denk geliyormuş.
Kuzeyde yetişen bir patates çeşidi ile güneyde yetişen aynı çeşit, bütünüyle farklı özellikler sergileyebiliyormuş.
Türkiye Avrupa bölgesindeki patates kalitesinde en iyi ilk 6 içinde yer alıyor ve ilk 3 girmeyi hedefliyormuş. Gaziantep, İzmir- Kınık, Kahramanmaraş-Elbistan, Adapazarı, Amasya, Tokat-Erbaa, Yozgat, Adıyaman, Aydın-Söke, Şanlıurfa, Aksaray, Isparta ve Çorum PepsiCo’nun son beş yıl içinde cipslik patates tarımına kazandırdığı şehirlerdenmiş. PepsiCo İle Patatesin Aşkı Nasıl Oluyor?
Şöyle oluyor PepsiCo Türkiye’nin 18 şehrinde 3400 hektar tarımsal alanda, kendi üretiminde kullanılmak üzere cipslik patates üretimi yapıyor. Bu üretim 27 tedarikçi aracılığıyla ve 350’den fazla çiftçiyle gerçekleşiyor.
PepsiCo böylece Türkiye’de üretilen cipslik patatesin %75 i ve endüstriyel patatesin %19 unu satın almış oluyor. Anlaşmalı olduğu çiftçiye ürününü alma garantisi taşıyan antlaşmayla, tohumdan, gübreye, hasattan, nakliyeye kadar üretimin her aşamasında destek verip kontrolü sağlıyor.
Bunun neticesinde kaliteli ürüne ulaşıyor ve işliyor. Hatta çıkan atıkları da, 2008 yılından bu yana biyogaza dönüştürerek, gaz jeneratörlerinde elektrik ve ısı enerjisine çevirip fabrikanın ve patates depolama tesisinin (2013 yılından bu yana) %44 lük enerji ihtiyacını karşılıyor. Yani sonuç (0) atık. İnanılmaz değil mi?
Bunun yanında, patates üretim alanlarında kullanılan düşük basınçlı sulama sistemleriyle, bir kamyon damla sulama ekipmanı ile otuz beş kamyon makro yağmurlama ekipmanlarının yapacağı işi yaparak su tasarrufu sağlıyor.
O paketi açıp çıtır çıtır yemeye alıştığımız cipslerde ne çok özen ve emek olduğunu öğrendikçe, paketi açmadan önce kucaklamak geliyor insanın içinden.
Her paketin üzerinde ki etiketten, hangi ilden, hangi tarladan, hangi tarihte toplanıp işlendiği bilgisine sahip olmaları da beni çok etkiledi. Anladım ki onlar sadece o cipslerin hangi mideyi şenlendirdiğini kontrol edemiyorlar. Onun dışında tohumdan, pakete girdiği zamana kadar her aşama son derece titiz bir çalışma ve kontrol ürünü.
Bu tadı damağımda kalan etkinlikte emeği geçen herkese candan gönülden teşekkürler.Elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık.
Sevgiyle…
Etiketler: patates hasatı, PepsiCo, PepsiCo Türkiye, PepsiCo Türkiye ile Patates Hasadı, Sürdürülebilir Tarım
Bir cevap yazın