Haytalya Tramisu Ballı Gemici Böreği Şeyh-ûl Mahşî Doyuran Pasta

Şeyh-ûl Mahşî

Ana Yemekler / 29 Haziran 2015

Son Yazılar

Zeytin Salatası

Allah’ım nasıl güzel yaratmış her şeyi.Farklı renkler, farklı lezzetler, farklı dokular.Hepsi bir araya gelince bir renk, bir lezzet cümbüşü ortaya çıkıyor.Aslında malzemeleri ortaya dökünce her şey damak zevkinize ve hayal gücünüze kalıyor. Zeytin SalatasıZeytin deyip geçmeyin, küçük dokunuşlar ve bolca aromalı otlarla müthiş bir lezzet ortaya çıkıyor.İftar sofralarınıza renk ve lezzet katacağından emin olabilirsiniz.

Aslında bu lezzeti aklıma düşüren, bir Ankara ziyaretimde aklımı başımdan alan Hattena Sofrasında yediğim zeytin salatasıydı.Tatlı, ekşi, hafif zahter acısı bu kadar mı uyumlu olur? O yazıma da buradan ulaşabilirsiniz.Gerçi orada kullanılan zeytin Hatay’a özgü bir zeytindi, ben evde bulunan biberli zeytinleri kullandım.

Ramazan sıcak aylara ve geç saatlere denk geldiğinden, çok ağır yemekler yemek istemiyor insan.Ben zaten yemekten ziyade yaparak keyifleniyorum.Aklıma durmadan haydi bunu da yapayım, dur şundan da yapayım şeklinde fikirler gelip duruyor.

Trileçe

Öncelikle hepimize sağlıklı, bereketli, hayırlı Ramazanlar dilerim.Sofralarımız bereket, kalplerimiz iyilik ve merhametle dolsun inşallah.Allah, tuttuğumuz oruçları kabul etsin.

Şu son bir hafta sanki bir ay kadar uzun geldi bana.İnsan rutinden uzaklaşınca vücut dengesi değişiyor.Son bir hafta babanga izinliydi ve Ankara’lı Mühendisi ziyarete gittik.Ankara canım Ankara, seviyorum seni.Senin sokaklarındayken canım İstanbul’u özlüyorum, İstanbul’a geldiğimde de seni. 🙂

TrileçeAnkara’da sıcak olmasına rağmen, nem olmadığı için İstanbul’da olduğu gibi terlemiyor insan.Geceleri de serin olduğundan insan üzerine örte örte rahat bir uyku çekiyor.Akşamları hırka ile dolaştığım Ankara’dan sonra dönüşte İstanbul çok ama çok sıcak geldi bana.Şu son iki gün çıkan rüzgara şükrediyorum verdiği serinlik için.Ancak her esişinde evi, biraz daha toza boğmasını da hiç sevmiyorum.

Ramazan’da iftar sofraları tatlısız olmaz deyip bu güzel tatlının tarifini vermek istedim.Sütlü tatlı sevenler için tam nokta atışı yaptıran bir tatlı.O kadar hafif ki denerseniz göreceksiniz asla bir dilim yetmeyecek.Buzdolabında soğutup iftara serin serin yiyebileceğiniz cinsten.Arnavut tatlısı diye biliniyor ancak Arnavut olan babangam bu tatlıyı bilmediğini söyledi.Onun bildiği tek  Arnavut tatlısı, Kumuştuar.

Trileçe belki de Yugoslav Arnavut’larının tatlısı tam olarak bilmiyorum.Ama lezzetini biliyorum 🙂

Sushi a la P.F. Chang’s Menüsü

P.F. Chang’s ile olan yakınlığımız gün geçtikçe artıyor. Bu durumdan o kadar memnunum ki anlatamam. Hani bir mekana ilk gittiğinizde şöyle bir etrafı kolaçan edip, nerede ne var bakılır ya, ben artık bu mekana bir dostumun evine gider gibi gidiyorum. Son derece güzel, sıcak ve samimi havası, tertemiz dizaynı ve sıcacık güler yüzlü çalışanları ile mükemmel bir ortam. Sushi a la P.F. Chang's ile Tanıştım P.F. Chang’s şimdi yeni bir lezzetle yine karşımızda.Sushi a la P.F.Chang’s.Bence o kadar güzel bir yol izliyorlar ki, yavaş yavaş ve emin, lezzetli adımlarla damaklarımızı çok da alışık olmadığımız tatlarla tanıştırıp kaynaştırıyorlar. Alışık olmadığımız derken, kendi adıma konuşuyorum çünkü biliyorum ki sushi aşığı pek çok insan var. Ben bu lezzete biraz mesafeli durduğum için olsa gerek böyle düşünüyorum. Ama direncim de, ön yargım da tamamen bu gecede kırıldı.Çok aşina olmayıp, sıkı ilişkiler içinde olmasak da farklı lezzetleri deneyimlemeden yanayım. Çünkü tatmadan sevip sevmediğini bilemezsin ki. Sushi a la P.F. Chang's ile Tanıştım O nedenle sevgili Sebahat Bağbars’tan davet aldığımda, hemen peki diyemedim.Ama hayır da diyemedim  sonunda karşı duramadığım bir merak ve heyecanla gittim.Her zaman ki gibi sevgili Fatoş Ertaş Doğan’ın tebessüm eden sıcacık karşılaması ile, kızgın kumlardan serin sulara atlar gibi, dışarının sıcağından bunalmış, mekanın serin sakin ortamında barda yerimi aldım.Zaman ilerledikçe davete gelen arkadaşlarla kaynaşıp sohbet ederken zaman hızla aktı.Barda hafif ve lezzetli tempuralar ile midemizi şenlendirmeye başlamıştık ki; Sushi a la P.F. Chang's ile Tanıştım Üst katta ki masamız hazır olduğunda, heyecanla masada yerimizi aldık.Sashımıler de bizimle birlikte dizildiler masaya.Ton balığı, somon ve levrek sashımı, soyalı narenciye sosu, yeşil soğan, limon, acı biber ile lezzetler damaklarda değişip duruyordu.Hepsi birbirindan lezzetliydi ancak benim favorim ton balığı oldu.Ah bir de o Japon mutfağının hakkını tam olarak vermek için çatal değilde, chopsticks ile  yiyebilseydim.O kadar uğraşmama rağmen bu konuda kesinlikle kabiliyetsizim. Tek başına ince olarak dilimlenmiş çiğ balık sashımıler, masada bir görünüp bir kayboldu.Bu arada en büyük üzüntüm ben konuşmaya dalmışken, tadına bakamadığım nıgırı sushı-sashımınin sadece fotoğrafı ile yanak yanağa kaldık.Dikdörtgen şekli verilmiş pirincin üzerine yatırılmış öylece arz-ı endam etti önümden. Sushi a la P.F. Chang's ile TanıştımGelelim assoliste, P:F. Chang’s denince ilk akla gelen sanırım Dynamıte Shrımp oluyor.Sabırsızlıkla beklediğimiz bu güzelliği daha önce ki P:F: Chang’s ziyaretlerimde, uzun uzun anlatmıştım.O yazılarıma buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.Sushi a la P.F. Chang's ile TanıştımMasaya geldiği anda arka arkaya fotoğrafları çekilen, içinde bulunduğu tabak, masada fotoğrafı burada mı yoksa burada mı güzel poz verir diye elden ele dolaşan ünlü, P:F Chang’s Specıalty mükemmeldi.Tadı hala damağımda. Bu Specıaltyyi ayrı koyarsak tattıklarımın içinde en beğendiğim Dragon oldu.Acı seven biri olarak, kanikama, avokado, salatalık, susam taneleri ile baharatlı ton balığı. Calıfornıa, kanikama, avokado, salatalık ve susam taneleri ile sanırım en hafif olanıydı.Raınbow ise bir gökkuşağı görüntüsü ile karma bir lezzetti.Ton balığı, somon, levrek, avokado ve susam taneleri ile rengarenk görünüyordu. Sushi a la P.F. Chang's ile TanıştımHer güzel şeyin sonu gibi bu tadımın da sonu geldiğinde finalde dondurmalı banana spring roll ile önce öyle bakıştık.Sonra samimi bir şekilde kucaklaştık. Her zamanki gibi her şey mükemmeldi.Bütün bu lezzetlerin yanında, bol sohbetli, kahkahalı gecenin çabucak bitmesi ve sushi ile aramda ki duvarların yıkılması ile mutlu mesut ayrıldım mekandan. Bu güzel gece için, Sebahat Bağbars, Fatoş Ertaş Doğan, Hande Mimarsinanoğlu’na ve tüm mekan çalışanlarına sonsuz teşekkürler. Sevgiyle…

Rinso İle Muhabbet

Evet yeni bir etkinlik yazısı.Çok keyifli bir ortamda Radisson Blu Ortaköy’de güzel bir kahvaltı eşliğinde Rinso ile muhabbet ettik.20.yılını kutlayan Rinso 47 ülkede hizmet ediyormuş hanımlara.Mutlaka bu hizmeti alan beyler de vardır ancak bu işin uzmanı kesinlikle hanımlar 🙂Rinso İle Muhabbet Sizin evinizde haftada kaç kez çamaşır yıkanıyor bilemem ama, bizim evde en çok yorulanlardan biridir çamaşır makinesi.Sık sık bir araya geliriz kendisiyle, severiz birbirimizi.Çamaşır yıkamak sevdiğim ev işlerinden biridir.Evde şöyle oda oda dolaşıp, toplayıveririm bir sürü şeyi yıkanmak üzere.

Genelde toz deterjan kullanırım ancak sanırım bu alışkanlığımı terk edeceğim.Mutlaka sizin de başınıza gelmiştir ve geliyordur, çamaşır yıkarken kullandığım deterjan paketinin üzerinde yazan, önerilen miktar bana her zaman az gelir.Kullanma talimatında yazan miktardan daha fazlasını koyarım makineye her seferinde.Bu da bazen suyun içinde tam çözülmediğinden çamaşırlarda kalıntı bırakır.Bunu da en çok koyu renkli çamaşırlarda yaşarım.Sıvı deterjanda böyle bir risk yok.Üstelik fazla fazla kullanmaya da gerek yok. 🙂

Yapılan araştırmalarda deterjan seçerken, ambalajın üzerinde yazılan içerikten ziyade kokusunun ön plana çıktığı saptanmış.Gerçekten öyle değil mi? Kaçımız aldığımız deterjanın içeriğini okuyor ve biliyoruz ki?Ama marka deterjanlardan bahsedersek, koku ön plandadır ve o markayı duyup gördüğümüzde onu kokusu ile anımsarız.Şahsen benim için kullandığım temizlik malzemelerinin kokuları çok önemlidir.Market alış verişinde, temizlik reyonunda uzun dakikalar geçirir, çoğunun kapağını açıp koklarım.

Rinsonun yüzü olan Gülben Ergen’de yapılan bir anket sonucunda, Türk hanımlarının seçtiği bir isim olmuş. Gündüz kuşağında ki programında, Rinso ile birlikteliğini, Çarşamba günleri, Rinso ile #çamaşırmatinesi adı altında tv ‘de halen sürdürmekte.

Koku uzmanı Vedat Ozan’ın o kadar güzel bir sohbeti vardı ki, tekrar tekrar dinlerim.Koku ve kokuların etkileri üzerine çok ilginç ve güzel bilgiler verdi. Rinso İle Muhabbet Vedat Ozan’ın anlattığı koku üzerine sohbetinden bir iki başlık vermek gerekirse;

  • Her gün binlerce kez koklama yapıyoruz, çünkü her koku alma eylemi aslında nefes alma eylemimizle eşleşmiş durumda
  • Koku duyusu, diğer duyulardan farklı olarak beynin bellek ve duygudurum (emotion) isleme merkezine direkt ve filtresiz erişim sağlıyor.
  • Hepimizin (tek yumurta ikizleri hariç) kendimize özel bir vücut kokumuz var ve bu koku bizim bağışıklık sistemimizin dışavurumu.
  • Koku, bizim yediğimiz veya içtiğimizi tanımlamamıza yardımcı olan en önemli etmen. O yoksa ne yediğimizi bilemiyoruz.
  • Tat duyusu gerek tanımlama gerekse haz almak için tek başına anlam ifade etmez. Doku, koku, isi ve görsellikle beraber “toplam lezzet algısı”nı oluşturan elemanlardan sadece biridir.
  • Koku bizim ilk gelişen duyumuz. Plasenta sıvısının cindeyken faaliyete başlıyor ve biz doğduğumuzda öncelikle annemizin kokusunu koku belleğimize kaydetmiş olarak doğuyoruz.
  • Kokuları tanıdıkça öğreniyoruz ve her ilk duyduğumuz koku için bir sanal bellek kartı açıyoruz. O koku ile tekrar muhatap olduğumuzda, ilk deneyimdeki duygu durumunu simule ediyoruz.
  • Temizlik, tarih boyunca bugünkü anlamında var olmadı
  • Sabun daha çok giysi temizliğinde kullanıldı. Sanayi devrimi ile insanlar deterjan ile tanıştı..
  • Yine sanayi devrimi ile beraber doğal kokuları parçalarına ayrıştırmak, dolayısı ile parfümleri farklı ürünlere adapte edebilmek mümkün oldu.
  • Koku, bizim deterjan satın almada ve kullanım suresince ürüne bağlılıkta en etken olan ögedir.
  • Her deneyimimiz çoklu duyudan geliyor, bu nedenle temiz çamaşır görüntüsünü temiz çamaşır kokusu ile bir olarak yorumluyoruz.
  • Çamaşır deterjanı kokusu hazırlamak kolay bir is değildir. Ürünün kapağı açıldığında, makineden çamaşır çıkarıldığında, kurumaya geçtiğinde, ütüde, dolapta nasıl kokacağı ince tasarımlar ve ar-ge çalışmaları ile belirlenir.

Bu güzel gün için emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.Mis kokulu tertemiz günler hepimizin olsun.Hayatımıza kattığın temizlik ve mis kokular için sana iki kere teşekkürler Rinso. Sevgiyle….